Kentsel Dönüşüm Nasıl Yapılır
5
(4)

Yaşanan depremlerde eski ve dayanıksız binaların yıkılmasının yanı sıra, yeni binaların da yıkılması, birçok kişinin zihninde soru işaretleri yarattı. Eski teknoloji ve inşaat yapı malzemeleriyle yapılmış binaların depremde hasar görmesi veya tamamen yıkılması daha önceki depremlerde de gündeme gelen bir gerçeklikti. Fakat yeni binaların yıkılması neyle açıklanabilirdi? Yaşanan büyük deprem felaketinden sonra bize en fazla ulaşan sorulardan biri olan yeni binalar neden yıkılır sorusunu yanıtladık;

Betonarme binaların deprem karşısında mukavemet göstermesi birden fazla parametreye bağlıdır. Normal şartlarda inşa edilen bir binanın oturduğu zemin koşullarına uygun şekilde projelendirilmiş, sonrasında da standartlara uygun bir şekilde inşa edilmiş olması gerekir. Fakat yapılan analizlerde görülmüştür ki özellikle üretim aşamasında gerekli kontrollerin yapılmamış olması, bireysel hatalar veya binaya sonradan yapılan müdahaleler de binaların dayanıklılık seviyelerinin azalmasına neden olabilmektedir.

Yeni yapılan bir binanın eskilere nazaran daha dayanıklı olacağı ön kabulu her zaman doğru olmayabilir. Yeni teknolojiyle yapılmış binaların elbette eski yapı teknolojisi ve malzeme kalitesinde inşa edilmiş binalara göre çok daha fazla dayanıklı olması beklenir. Fakat yeni yapılan binaların dış kozmetiğinden veya kat sayısından ziyade, oturduğu zemin koşullarına ve yapım standartlarına uygun yapılıp yapılmadığı, binaya sonradan bir müdahale olup olmadığı da önem teşkil eder. Peki yeni bir binanın yıkılmasını hangi haller açıklayabilir?

Yeni Binaların Yıkılma Nedenleri

Depremlerde yeni yapılmış binalar hasar görebilir. Fakat yıkılması beklenen bir durum değildir. Betonarme binalarda öncelikli beklenti, binanın sarsıntıda ayakta kalarak can güvenliğini sağlamasıdır. Depremlerde biannın yıkılmasının nedenleri şunlar olabilir;

1- Zemin analizinin hatalı veya yapılmamış olması

Mevcut binanın zemin analizinin o binaya özel olarak gerçekleştirilmiş olması, üzerine yapılacak betonarme yapının projesinin de buna uygun olması beklenir. Birbirine yakın olan bölgelerde zemin koşullarının benzer olacağı ön görülse de, yan yana parsellerde bile özel durumlarda zemin koşulları değişebilmektedir. Zemin analizinin doğru yapılmamış olması bina projesine etki edebilir. Örneğin belirli değerin altında yumuşak görünen bir zeminde fore kazık sistemi ile zemin iyileştirilmesi gerekliliği olan bir bölgede zemini iyileştirmeden yapılacak bir binanın hasar alma olasılığı yükselecektir.

2- Projelendirme Hataları

Proje aşaması binanın en kritik aşamalarından biridir. Proje binanın teknik detaylarını ifade eden bir kılavuzdur. Binanın inşa eklini, taşıyıcılarını, adedini nerelerde olacağını gösteren projeler inşaat sırasında uygulama ekibinin kılavuzu olacaktır. Bu nedenle projenin teknik anlamda günlük hayattaki beklentilerin yanı sıra, temel dayanıklılık gerekliliklerini karşılayacak ve zeminin yapısına göre oluşturulmuş olması gerekir. Ticari kaygılarla daha fazla alan elde etmeye yönelik çizilmiş projeler kimi zaman uzun vadede oluşacak bazı ek ihtiyaçları göz önünde bulundurmaz yada görmezden gelir. Binanın projesindeki hatalar binanın dayanıklılığı konusunda oldukça hayati önem taşır.

3- Uygulama Hataları

Hatasız bir proje ile başlanan inşaatta proje kadar uygulama da önem taşır. Projeyi hayata geçiren saha ekibi projenin doğru uygulanabilmesi için titizlikle çalışmalıdır. Betonarme binalarda beton öncesi kurulan kalıplardaki teknik hatalar, demirlerin bağlanma sıklıkları, demirlerin bağlanma şekilleri, kolon içlerinde pas payı kuralına riayet edilip edilmemesi uygulama hatası olarak değerlendirilebilecek yanlışlardır. Bu başlıktaki hatalar bilerek veya bilmeyerek yapılmış olabilir. Örneğin demirlerin bağlanma şekli, pas payı bırakılmaması vb. hatalar aslında maliyetle ilgisi olmayan ama hayati sonuçlar doğurabilecek hatalardır. Bunu ameliyat yapan bir hekimin hastanın içerisinde yaptığı müdahalelerde hata yapması gibi düşünebilirsiniz.

4- Malzeme Kalitesinden Kaynaklanan Hatalar

Betonarme binalarda binaların ana bileşenleri beton ve demirdir. Bu iki ana malzemenin kalitesi binanın depreme karşı dayanıklılığında önemli rol oynar. 2000 yılı öncesinde inşa edilen binaların birçoğunun betonu, manuel olarak elle karılarak  imal edilmekteydi. Artık çoğumuzun bildiği gibi de, beton içerisinde yer alan bileşenlerden kum da pek çok inşatta denizden çıkarılarak temin edilmekteydi. Denizden çıkarılan kumun ıslak ve çoğu zaman çamur olması nedeniyle tutuculuğu zayıftı. Öte yandan denizden çıkarılan kumun içerisindeki kestane, midye gibi yabancı cisimlerin ayıklanması içinse elekler kullanılıyordu. Fakat bu işlemlerin çoğu, herhangi bir denetim mekanizması olmadan insan gücüyle ve manuel yapılmaktaydı. Hazır beton teknolojisi ile birlikte beton yapımı insan kuvvetinden makine kuvvetine geçerek, beton içerisinde daha yüksek yapıştırıcı ve tutma sağlayan katkı maddeleri de eklendi. Dolayısıyla 2000 sonrası yapıların farklı olduğunun söylenmesinin en büyük nedenlerinden biri hazır beton teknolojisine geçiş olmuştur. Hazır beton teknolojisiyle eskiye kıyasla çok daha dayanıklı yapıların inşa edildiğini söylemek mümkünse de, hazır beton teknolojisinin Türkiye’nin her iline aynı hızla ulaşmadığını da göz önünde bulundurmak gereklidir. Anadolu’nun belirli başlı illerinde hazır beton santrallerinin büyük şehirlere kıyasla birkaç sene sonra kurulmaya başlandığını unutmamak gerekir. Bu nedenle 2000 sonrası yapılan her bina güvenlidir demek doğru bir varsayım olmayacaktır. Yıllar içerisinde hazır beton sektörü içerisinde gerekli kalite gereksinimlerini sağlamadan beton çıkaran,(çakıl yoğunluğu, kimyasal bileşenlerin yeterli seviyede olmaması, betonun rahat dökülebilmesi için seyreltilmesi vb.) yada çoğu zaman standartlara uyduğu halde bilerek veya bilmeyerek operasyon yoğunlukları nedeniyle esnetilmemesi gereken kuralları esneten hazır beton markalarının olduğu bilinmektedir. Her ne kadar gelen her betondan beton numuneleri alınsa da, söz konusu bu denetim sürecinin manipüle edilebileceği ön görülmektedir.

5- Beton Bakımı Hataları

Betonarme binanın ana bileşeni olan betonun sahaya ulaşıp kalıp içerisine döküldükten sonra yapılması gereken bir dizi işlem bulunmaktadır. Bilindiği gibi beton hızlı donan yapıda bir yapı malzemesidir. Bu nedenle üretildiği santralden şantiyeye gelene kadar malzemenin hareket etmesini sağlayan özel araçlarla(mikserle) sevk edilir. Betonun sevk edilmesinden döküm sonrası geçen zamanda malzemenin kalitesini koruması için bir dizi işlem yapılması gerekir. Betonun döküm sonrasında düzenli sulanması doğru donmasını ve mukavemetinin yüksek olmasını sağlar.

Hazır beton ne kadar sürede donar?

Betonun araca yüklendikten inşaatta ilgili alana gelene kadar geçenki süre oldukça kritiktir. Gerek aracın inşaata gelirken trafikte geçirdiği süre, gerekse inşaata vardığında operasyonel nedenler dolayısıyla bekleme süresi uzadıkça betonun mukavemetini azalabilir. Bu nedenle hazır beton araca yüklendikten sonra en kısa sürede dökülmelidir. Hazır beton döküldükten birkaç saat sonra sertleşmeye başlar. Hazır beton 24 saatte donar. 24 saat geçtikten sonra ise yaklaşık 1 ay gibi bir sürede tamamen oturur ve kullanıma hazır olur. Dolayısıyla beton döküldükten kısa süre sonra kalıpları hızlıca sökmek, üstüne ağırlık bindirmeye başlamak mukavemetini düşürebilir. Öte yandan beton prizini aldıktan sonra betonun düzenli sulanması gerekir. Bu işlemi sütün doğru derecede mayanlanması gibi düşünebilirsiniz. Süt çok yüksek sıcaklıkta mayalanırsa maya yanar ve yoğurt olmaz. Beton da çok sıcak havalarda dökülüyorsa soğuması için sonrasında sulanması gerekir. Çok fazla sıcağa kalan betonun içi yanabilir. Bu durum dıştan anlaşılmayabilir. Dolayısıyla beton kalitesi iyi olsa bile döküldükten sonra kontrolü de kalitesini koruması için önemli bir aşamadır.

Özetle yeni bir bina;

Doğru zemin etüdü yapılmamışsa, buna bağlı olarak doğru projelendirilmemişse, proje sonrasında uygulama doğru yapılmadıysa, malzeme içeriği gerekli standart ölçekleri sağlamıyorsa, malzemelerin dayanımlarıyla ilgili gerekli aksiyonlar alınmadıysa, bina tamamlandıktan sonra üzerinde sonradan değişimler yapıldıysa(kapı veya pencere açmak için perde duvar kırma, tesisat geçişleri için taşıyıcı elemanlara hasar verme, daha fazla yer açmak için kolon kesme vb.)yada tüm bunların dışında beklenenin çok üstünde bir deprem olayı gerçekleşmiş veya komşu yapının fiziki kuvvetine maruz kalmış binalar depremde ağır hasar görebilir veya yıkılabilir. Sözü edilen konuları bir zincir gibi düşünürsek diğer halkalarda bir sorun olmasa bile bir halkanın kopmasının halkaların dağılmasına neden olabileceği düşünülmelidir. Maalesef ülkemizde yukarıda sayılan olası nedenler ihmal veya bilgisizlik nedeniyle oluşabiliyorken göz göre göre de gerçekleşebilmektedir.

Müstakil bina yıkılır mı?

Binanın depreme karşı mukavemetsiz olması sadece yüksek katlı binalar için geçerli değildir. Az katlı veya tek katlı yapılar da depreme karşı dayanıksız inşa edilmiş veya deforme olmuş olabilir. Bu koşullarda müstakil bina da yüksek şiddetteki bir depremde yıkılabilir. 6 Şubatta yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremde bölgede çok sayıda tek katlı binanın yıkıldığı görülmüştür.

 

Bu gönderi ne kadar faydalı oldu?

Değerlendirmek için bir yıldıza tıklayın!

Ortalama puanı 5 / 5. Oy sayısı: 4

Şimdiye kadar oy yok! Bu gönderiyi ilk değerlendiren siz olun.

3Yorumlar

  • Kübra
    Şubat 28, 2023

    depremde yeni binalar neden yıkıldı çünkü dikkatsizce yapılıyorlar. ev alırken yada kiralarken mutfak döşemelerine değil o binayı kimin yaptığına mutlaka bakmalıyız

    Reply
  • Kerem
    Mart 1, 2023

    Yeni binaların yıkılma nedenleri bütün bunlar olabilir.

    Reply
  • Ufuk
    Eylül 7, 2023

    yeni binalar neden yıkılır çünkü yeterli kalitede yapıyor yada yeterince denetlenmiyor

    Reply

Bir yanıt yazın

Uzmanla Görüşün